Bioçeşitlilik ve İş Stratejileri

Biyoçeşitlilik Konuları Kimya Endüstrisinin İş Stratejilerine Entegre Edilmelidir

23.5.2022

Kimyasal Güvenliği, Biyoekonomi, AB Yeşil Anlaşması, Sürdürülebilirlik

Bu, 19 Mayıs'ta konuyla ilgili düzenlenen Cefic etkinliğinde yer alan AB politika yapıcıları, STK'lar, bilim adamları ve kimya endüstrisinin önemli sonuçlarından biriydi.

Biyoçeşitlilik kaybı çevresel faktörlerin ötesine geçen bir risktir.

2021-2022 Dünya Ekonomik Forumu Küresel Risk Algısı Araştırması'na göre, Endüstri, STK'lar, akademi ve politika yapıcılar dâhil olmak üzere yanıt verenlerin %13,5'i biyoçeşitlilik kaybının 2-5 yıl içinde bir tehdit haline gelmesini ve 5-10 yıl içinde %27,0'ını bekliyor. Çevre için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir ve türlerin sayısında azalmaya yol açabilir. Ama bunun ötesine geçmektedir. Ayrıca ekonomik aktivite, toplumsal refah ve jeopolitik ve teknolojik faktörler üzerinde bir etkisi olacaktır. The Nature Conservancy (Doğayı Koruma) Kurumsal Katılım Direktörü Carina Larsfalten, “Ürünleri üretme ve tüketme ve toplumun örgütlenme biçimini dönüştürmemiz gerekiyor” dedi. Sürdürülebilir ürünlere yönelik müşteri talebi hızla artıyor ve yatırımcılar giderek daha fazla doğayla ilgili açıklamalar ve doğa için bilime dayalı hedefler (SBT'ler) belirlenmesini talep ediyor” dedi.

Biyoçeşitlilik kaybının itici güçlerini ele almamız gerekiyor.

Biyoçeşitlilik kaybının ana itici güçleri kirlilik, iklim değişikliği, habitat tahribatı, aşırı sömürü ve istilacı türlerdir. İsviçre Federal Su Bilimi ve Teknolojisi Enstitüsü'nün (EAWAG) Biyo-analitik Grup Lideri Ksenia Groh, “Sentetik kimyasalların salınımının etkisi genellikle hafife alınmaktadır” dedi. "Kimyasallar düşünüldüğünde, bazılarının akut toksik olduğu göz önüne alındığında, odak pestisitlere odaklanıyor, ancak bu konuda dikkati hak eden daha fazla kimyasal grup var. Doğrudan toksisitenin yanı sıra, kimyasallar, bir adaptasyon takası olarak genetik çeşitliliğin azalması da dâhil olmak üzere biyolojik çeşitliliği potansiyel olarak etkileyen çok sayıda başka etki gösterebilir ve bu da gelecekteki tehditlere karşı dayanıklılık üzerinde bir etkiye sahip olabilir” diye de ekledi.

Düzenleyici tedbirler artıyor.

Avrupa Komisyonu Biyolojik Çeşitlilik ve İşletme Politika Görevlisi Anna Karamat'a göre “Biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği birbirine bağlıdır ve ortaklaşa ele alınması gerekir”.

WBCSD'nin Nature Action Müdürü Nadine McCormick, “Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi, doğa için bir hedefi, iklim için net sıfıra eşdeğer bir hedefi benimsiyor” dedi. Doğa-pozitif üç ölçülebilir hedefi, yani, 2020'den itibaren sıfır net doğa kaybı, 2030'a kadar net pozitif ve 2050'ye kadar tam iyileşmeyi birleştirir.

AB Yeşil Anlaşması, iki yıl önce kabul edilen AB 2030 Biyoçeşitlilik Stratejisi de dâhil olmak üzere, Komisyonun önerdiği birçok stratejinin temelini oluşturuyor. Stratejinin genel amacı, doğayı korumak, bozulmuş alanları eski haline getirmek, küresel düzeyde iddialı hedefler belirlemek ve iş dünyasının oynaması gereken rolü de içeren, ihtiyacımız olan dönüştürücü değişimi mümkün kılmaktır.

AB 2030 Biyoçeşitlilik Stratejisi, iş ve finans konularına güçlü bir şekilde odaklanmaktadır. Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi, işletmelerden yeni raporlama yükümlülükleri gerektirecek – biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler gibi çevresel yönlere ilişkin açıklamaların kalitesini ve kapsamını iyileştirecek.

Bugün ne durumdayız?

Endüstrinin gönüllü programı Responsible Care ’in öz değerlendirme aracının sonuçları, arazi kullanımı ve biyoçeşitliliğin henüz şirket stratejilerine yeterince entegre edilmediğini gösteriyor. Etki faktörleri, habitat dönüşümü, kirlilik, iklim değişikliği ve aşırı kullanımdan istilacı türlere kadar çeşitlilik gösterir ve bu da onları ölçmeyi zorlaştırır. Ve bağımlılıklar, hammadde temini, tozlaşma, karbon tutma, su temininden ulaşım yollarına kadar çok daha çeşitlidir. 2013 yılında yayınlanan Cefic guidance (Cefic kılavuzu), biyoçeşitlilik ile nasıl başa çıkılacağı konusunda sektör tarafından kullanılacak geçerli bir araç olarak kabul edilmektedir. Biyoçeşitlilik ve ekosistemlerin kimya şirketlerinin stratejisine dâhil edilmesini daha da geliştirmek için Cefic tarafından kapsamlı bir dizi temel ilke geliştirilecektir.

Kimya şirketleri de kurumsal biyoçeşitlilik performansını ölçmeye yönelik yaklaşımlar üzerinde çalışıyor. Örneğin, CSR Europe tarafından yürütülen 5 aşamalı bir biyoçeşitlilik risk taraması, kapsam belirleme, dâhili değerlendirme, paydaş katılımı, önemlilik matrisi ve karar verme yönergeleri konusunda rehberlik sağlar.

Panel şu sonuca varmıştır: Hepimiz doğa pozitifliği için toplanmalıyız.

Henüz standartlaştırılmış bir yaklaşım olmayabilir, ancak şirketler performanslarını ölçmeye başlamak için “mükemmel olanı beklememeli”. Şirketlerin, Avrupa Finansal Raporlama Danışma Grubu (EFRAG) tarafından hazırlanan Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartlarına göre biyoçeşitlilik ve ekosistemler hakkında rapor vermeleri beklenecektir. Cefic, üyeleriyle birlikte, EFRAG ifşa gereklilikleri konusundaki istişareye katkıda bulunmanın yanı sıra, biyoçeşitlilik de dâhil olmak üzere kimya sektörünün sürdürülebilirlik performansını ölçmek için bir dizi göstergenin oluşturulması üzerinde çalışıyor.

Kaynak: Cefic; Biodiversity considerations should be integrated into chemical industry’s business strategies - cefic.org